Selections II
Üretim olanaklarının sanayi devrimiyle artışı ve yaşanan toplumsal değişimlerin sonucunda hayatın her alanında olduğu gibi sanatın her alanında da farklılıklar gözlenmeye başlandı. Özellikle 20. yüzyılda inanılmaz bir ivmeyle artarak günümüze kadar devam eden bilimsel ve teknolojik alanlarda yaşanan baş döndürücü yenilikler ile yine bu dönemde yaşanan değişimler ve sosyo-politik gelişmeler toplumu etkilediği kadar sanatçıları ve onların üretimlerini de doğrudan etkilemiştir. 1960’lı yıllardan günümüze kadar süregelen çağdaş sanat; ağırlıklı olarak küreselleşme, çevre, teknoloji, kimlik, sınıf gibi kavramlara odaklanan, üretim yöntemleri açısından sanatçıların tamamen farklılaşarak sanatın daha özgür bir yapıya büründüğü ve öznel olduğu bir akımı oluşturmaktadır. Kavramsal boyutta gelenekçi tüm kuralların neredeyse yok sayıldığı bu süreçte sanatçı üretimleri, yeni teknolojilerin bizlere sağladığı yepyeni malzemelerin de yardımıyla, ifade biçimlerindeki tamamen özgürlükçü bakış açısı ve konu zenginliği sayesinde hiç olmadığı kadar çeşitlenmiştir.
İlk bölümü sene başında gerçekleşen ve iki bölümden oluşan “Selections” isimli sergi işte bu çeşitlilik kavramına odaklanıyor. Serinin “Selecitons II” isimli bu ikinci bölümünde, galeri portföyünde yer alan sanatçılar Vahram Davtian, Bayram Demir, Gago, Sedat Girgin, Edgar Grigoryan, Hakan Gürbüzer, Armen Hakobjanyan, Vav Hakobyan, Mehmet Resul Kaçar, Roman Kakoyan, Mesut Karakış, David Martirosyan, Daron Mouradian, Ani Qananyan, Armén Rotch ve Tigran Sahakyan’ın çeşitli üslup, ifade biçimleri ve tekniklerle ürettiği heyecan verici eserlerini bir araya getiren seçki tüm sanatseverlere farklı, renkli ve keyifli bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor.
Eski ustaların çok katmanlı resim yöntemini kullanan Daron Mouradian ve Vahram Davtian yarattıkları sürreal kompozisyonlarıyla bizleri zaman ve mekânın ötesinde, anahtarı sadece kendilerinde olan farklı dünyaların kapılarını aralıyor. Fotoğraf ve resmin birleştiği gerçekçi eserleriyle David Martirosyan eserlerinde günlük hayattan kesitler sunarken ışık-gölge ve detaylardaki ufak nüansların resmin bütününe olan etkisini gözlemlememize olanak sağlıyor. Alışılmışın dışında malzemeler ve mevcut tekniklerin yeni bakış açılarıyla yeniden yorumlandığı, bir nevi deneysel sanat eserleri üreten ve yer yer minimal etkiler barındıran eserleriyle Armen Hakobjanyan, Tigran Sahakyan, Mesut Karakış, Armén Rotch ve Mehmet Resul Kaçar bizlere sanatta farklı yaklaşımların ulaştığı sınırları deneyimleme imkânı tanıyor. Geleneksel resim kurallarının yok sayıldığı, duygu durumunu daha iyi ifade edebilmek üzere figürlerin gerçeklikten uzaklaşarak tamamen deforme edildiği eserleriyle Vav Hakobyan, Gago, Sedat Girgin ve Hakan Gürbüzer bizleri tuhaf, çok renkli ve tekinsiz bir hayal dünyasında yolculuğa çıkarıyor. Eserlerinde içinde yaşadığımız mekânlara odaklanan Roman Kakoyan, ağırlıklı olarak tek kaçışlı perspektifle oluşturduğu iç mekân kompozisyonlarını Hockney’vari çarpıcı renk paleti, ışık, gölge ve çeşitli kontrastlıklarla zenginleştirerek yarattığı illüzyonik etkiyle derinlik algımızı şaşırtan işleriyle ön plana çıkıyor. Grafik sanatı, tekstil teknolojisi, dijital resim, felsefe, psikoloji, semboloji, mitoloji ve şiiri eserlerinde birleştiren Bayram Demir uzun yıllar deneyim kazanarak hâkim olduğu en iyi teknikte, yani örme kumaşla kendine özgü felsefi ve sembolik hikâyeler anlatıyor. Tüketimin bir hayli arttığı günümüzde insanlığın oluşturduğu devasa çöp yığınlarını faydalı bir amaç için kullanmanın değerini fark eden Edgar Girigoryan, kullanılmış atık malzemelerden ustalıkla dönüştürdüğü heykellerini sanatsal bir şekilde yaratarak bunlar üzerinden insan ve yaşam arasında yeni bir sanat diyaloğu oluşturmayı amaçlıyor. Doğayı kendi gördüğü şekliyle resmeden ve aynı zamanda beyaz kilden seramik eserler de üreten Ani Qananyan eserlerinde dış dünyanın içimizdeki yansımalarına dair ip uçları bulmaya çalışıyoruz.
Farklı kavramlar, üsluplar ve üretim teknikleriyle harmanlanan ve 16 sanatçının eserleriyle izleyiciye çok sayıda çeşitlilik sunan “Selections II” isimli sergi, bizlere hem bu farklı eserler arasında mukayese yapma ve ilişkiler kurma imkânı sağlıyor, hem de günlük sıkıntılarımızdan uzaklaşıp ruhlarımızı güvenli bir limanda dinlendirebileceğimiz çok sesli görsel bir şölen yaratıyor.